Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Military | ||||
Military | birlik komutanı | commanding officer n. | ||
The commanding officer led his army into enemy territory. Birlik komutanı ordusunu düşman topraklarına götürdü. More Sentences |
||||
Star Wars | ||||
Star Wars | birlik komutanı | commanding officer n. | ||
You're not my commanding officer anymore. Artık birlik komutanım değilsin. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
Aeronautic | ||
Aeronautic | hem karada hem de suda yürütülen operasyonlarda helikopter grubu/birlik komutanı için birincil doğrudan kontrol kuruluşu | helicopter direction center n. |
Military | ||
Military | savaş komutanı ile askeri birlik konuşlandırılan bölge halkı veya yönetimi arasındaki ilişkiler | civil affair n. |